I. Besinler ve Özellikleri
Beslenme sırasında vücuda alınan yiyecek ve içeceklere besin denir. Besin maddelerinin hücre ve vücutta kullanılmasına da beslenme denir. Tüm canlılar beslenme özelliğine sahiptir.
Beslenmede kullanılan besin maddeleri yardımıyla; vücudun büyümesi, hücrelerin çoğalması, yaralanan yerlerin onarılması yaşamsal enerji üretilmesi, organların çalışması… gibi canlılık faaliyetleri gerçekleştirilir.
Alınan besinin kaynağına göre de 2 çeşit beslenme gurubu bulunur.
Bitkisel Beslenme : Üretici canlılar olan bitkilerin tüketilmesidir. Bitkilerin ürettiği meyve, sebze, yaprak, tohum… gibi besinler bu gruba girer.
Hayvansal beslenme : Tüketici canlıların yenmesidir. Et, süt, yumurta, bal… gibi besinler bu gruba girer.
Not : Su, madensel tuzlar, protein, yağ ve vitaminler hayvansal ve bitkisel besinlerde ortak olarak bulunabilirken şeker ve nişasta sadece bitkisel besinlerde bulunur.
- Besinlerin Gruplandırılması
Enerji Verici Olanlar
|
Yapıcı – Onarıcı Olanlar
|
Düzenleyici Olanlar
|
Karbonhidratlar
|
Proteinler
|
Vitaminler
|
Yağlar
|
Yağlar
|
Su
|
Proteinler
|
Karbonhidratlar
|
Madensel Tuzlar
|
|
Su
|
Proteinler
|
|
Madensel Tuzlar
|
|
a) Enerji verici besinlerin hücrede yakılma sırası
I. Karbonhidratlar
II. Yağlar
III. Proteinler şeklindedir.
b) Enerji verici besinlerin hücrede enerji oluşturma sırası
I. Yağlar (9,5 KCal)
II. Proteinler (4,3 KCal)
III. Karbonhidratlar (4,2 KCal) şeklindedir.
- Besin Çeşitleri ve Görevleri
- Karbonhidratlar
Karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinden (C, H, O) oluşmuştur. İlk olarak fotosentez sonucunda üretilir. Karbonhidratların fazlası bitkilerde nişasta olarak depo edilirken, hayvanlarda, glikojen olarak depo edilir. Özel reaksiyonlarla yağ, protein ve vitaminlerin sentezinde kullanılabilir.
Hücrelerde enerji üretmede şekerler öncelikle kullanılır. Bitkisel besinlerde bol miktarda bulunur. Fotosentez sonucu üretilen şekerler yapı ve kullanım yerlerine göre de çeşitleri oluşturulur.
· Glikoz (C6H12O6)
Karbonhidratların en küçük yapı taşıdır. Fotosentez ile bitkilerde üretilir. Çok sayıda glikoz özel bağlarla birleşerek nişastayı, selülozu ve glikojeni oluşturur. Kan sıvısında bulunan kan şekeri glikozdur.
· Nişasta
Çok sayıda glikozun özel bağlarla birleşmesinden oluşmuştur. Şekerin bitkilerdeki depo şeklidir. Nişasta, ayıracı olan iyot çözeltisi ile mavi renge boyanır.
· Selüloz
Yalnızca bitkilerde bulunur. Bitki hücresinin çeperini oluşturur. (Yapı maddesi) Hayvanlar tarafından sindirilemez. (Bazı kuş ve geviş getirenler hariç)
· Glikojen
Yalnızca hayvan hücrelerinde bulunur. Glikozun hayvanlar ve insanlardaki depo şeklidir. Karaciğer ve kas hücrelerinde bol miktarda bulunur.
- Yağlar
Karbon, hidrojen ve oksijen elementlerinden (C, H, O) oluşmuştur. En küçük yapıtaşı yağ asidi ve gliseroldür. Yağlar, beyaz kağıt üzerine bıraktığı parlak leke ile tanınır.
Vücudun ısı yalıtımını sağlar. Hücre zarının, hormon ve vitaminlerin yapısına katılır. Derinin esnek olmasını sağlar. Kış uykusuna yatan canlılarla göçen kuşlarda depolanmış enerji ham maddesi olarak kullanılır. Karın bölgesindeki iç organları darbelere karşı korur.
- Proteinler
Karbon, hidrojen, oksijen ve azot elementlerinden yapılmıştır. En küçük yapıtaşı amino asitlerdir (aa). Amino asitler özel bağlarla birleşerek proteinleri meydana getirir.
(C+H+O+N) → Amino Asitler → Protein
Proteinler, ayıracı olan Nikrik asit (HNO3) ile sarı renge boyanır. Süt, et, yumurtada bol miktarda bulunur. Hücrelerin ve vücudun temel yapıtaşıdır. Enzimlerin yapısını oluştururlar. Hücre zarının, kasların, antikorun, vitamin ve hormonların yapısına katılırlar.
- Vitaminler
Organların çalışma düzenini etkileyerek vücudun direncini artırırlar. Vücuttaki kimyasal olayları düzenlerler. Tüm tüketici canlılarca genellikle bitkilerden alınırlar. Bazı vitaminler (B ve K) insan bağırsağındaki mikroorganizmalar tarafından üretilir. Karaciğerde A, deride D vitamini üretilebilir. Vitaminler sindirilmeden kana karışır ve enerji verici olarak kullanılmazlar. A, D, E, K vitaminleri yağda eriyip vücutta depolanırken B, C vitaminleri suda eriyip vücutta depolanmaz. Eksikliğinde çeşitli hastalıklar görülür.
A Vitamini eksikliğinde → Gece körlüğü
B Vitamini eksikliğinde → Beriberi hastalığı
C Vitamini eksikliğinde → Diş eti kanaması
D Vitamini eksikliğinde → Raşitizm
E Vitamini eksikliğinde → Kısırlık
K Vitamini eksikliğinde → Kanın pıhtılaşmaması hastalıkları oluşur.
- Mineraller
Yeryüzünde, maden şeklinde bolca bulunurlar. Canlılarca tabiattan hazır olarak alınır. Sindirilmeden kana karışırlar. Kemiklerin, dişlerin oluşmasında, kasların kasılmasında, sinirlerde uyartıların iletilmesinde, enzimlerin çalışmasında… görev yapar.
- Su
Vücutta en fazla ihtiyaç duyulan besindir. Vücuttaki kimyasal olaylar ancak sulu ortamda gerçekleşir. Su iyi çözücü olduğundan besinlerin sindiriminde, emiliminde, taşınmasında ve boşaltımında kullanılır. Sıcak ve soğuk kanlı canlılarda vücut sıcaklığının yayılmasında kullanılır.
II. Sindirim Organları
Büyük yapılı organik besinlerin, su ve sindirici enzimler etkisi ile kendilerini oluşturan en küçük yapı taşlarına ayrılması olayına sindirim denir. Bu olayı gerçekleştiren sisteme de sindirim denir. Sindirim bir çeşit hidroliz (parçalanma) olayıdır.
Enzim : Canlılardaki kimyasal reaksiyonlara girerek reaksiyonları hızlandıran ve daha kısa sürede gerçekleşmesini sağlayan canlılık yapılarıdır. (Biyolojik katalizör) Proteinden yapılmış olup tekrar tekrar kullanılabilirler.
Sindirime Uğrayacak Besinler ;
Büyük yapılı, hücre zarından geçemeyen karbonhidratlar, yağlar, proteinlerdir.
A. Sindirim Çeşitleri
-
- Yapılma Şekline Göre Sindirim Çeşitleri
a) Fiziksel Sindirim : Büyük yapılı besin maddelerinin enzim kullanılmadan bazı organlar tarafından küçük parçalara ayrılması olayıdır.
Örnek : Katı besinlerin dişler etkisiyle öğütülmesi… gibi.
b) Kimyasal Sindirim : Besin maddelerinin enzim kullanılarak yapıtaşlarına kadar parçalanması olayıdır.
Örnek : Proteinlerin mide ve ince bağırsakta aminoasitlere kadar parçalanması… gibi.
-
- Gerçekleştiği Yere Göre Sindirim Çeşitleri
a) Hücre içi sindirimi : Hücre içerisine alınan büyük moleküllü besinlerin lizozom enzimleri ile sindirilmesine denir. Örnek olarak amipin beslenmesi gibi.
b) Hücre dışı sindirim : Besinlerin hücre dışında ve organlar içerisinde enzimlerle sindirilmesi olayıdır. Sindirilen besinler daha sonra porlardan hücre içine emilir. Örneğin ince bağırsaktaki sindirim gibi.
B. İnsanda Sindirim Sistemi
İnsanda sindirim sistemi kanallı bir özellik taşır. Ağızda başlar ve anüste biter.
- Ağız
Dil, diş ve tükürük bezlerinden oluşur. ağza alınan besinler tükürük bezinden salınan tükürükle yumuşatılır ve dişlerle çiğnenerek küçük parçalara ayrılır. Böylece besinlerin yüzeyi artırılır. Bu olay besinlerin enzimler tarafından parçalanmasını kolaylaştırır. Tükürük bezlerinden karbonhidratların sindirimi için amilaz (pityalin) enzimi salgılanır. Dil ile, çiğnenen besin yutağa itilir.
Dişler : Çiğneme olayı ile besinlerin parçalanması ve öğütülmesi işlemini yaparlar. Büyük yapılı besinleri fiziksel olarak sindirip yutabilmesine olanak sağlarlar. Dişler, boyuna kesit alındığında dıştan içe doğru 3 tabakadan oluşur.
Mine tabakası : Dişin taş kısmı olup beyaz renkli yeridir. % 98 oranında kalsiyum ve fosfor minerallerinden oluşur ve dişin en sert kısmıdır.
Fildişi tabakası : Dişin kemik kısmı olup dişi çene kemiğine bağlar.
Diş özü tabakası : Kan damarlarının, sinirlerin bulunduğu yerdir. Dişin beslenmesini ve büyümesini sağlar.
- Yutak
Soluk borusu ile yemek borusunu birbirinden ayırır. Besinleri, ağızdan yemek borusuna iletir. Kaslı bir yapıya sahip olup yutkunmayı sağlar. Dışarıdan alınan solunum havasını da nefes borusuna gönderir.
- Yemek Borusu
Sindirim borusunun yutakla mide arasındaki kısmıdır. Burada kimyasal sindirim yapılmaz. Yutulan besinlerin mideye taşınması sağlanır.
- Mide
Karın boşluğunun sol üst kısmında bulunur. Yenen besinlerin bir süre depolanmasını ve parçalanmasını sağlar. Mide, özsuyu ve tuz asidi (HCl) salgılar. Tuz asidi proteinlerin sindirimini yapan pepsin enzimini aktif (çalışır) hale geçirir. Pepsin enzimi de proteinleri parçalar.
Mide duvarında güçlü düz kaslar bulunur. Bu kasların kasılması ile besinler su ile karıştırılıp bulamaç haline (kimus) getirilir. Ayrıca midedeki tuz asidi (HCl) besinlerle mideye ulaşan mikropları öldürür.
- İnce Bağırsak
Tüm besin çeşitlerinin kimyasal sindiriminin asıl yapıldığı ve tamamlandığı yerdir. Mideden sonraki ilk kısmına oniki parmak bağırsağı denir. İç yüzeyinde emilimi sağlayan çok sayıda villüs (Tümür) bulunur. Villüsler sindirilen besinlerin emilmesini sağlar.
Karaciğer ve pankreas organları özel kanallarla ince bağırsağa sindirici sıvı gönderirler. İnce bağırsak ile kalın bağırsak arasında kör bağırsak bulunur. Kör bağırsak, üzerindeki apandis ve lenf bezleri etkisiyle kalın bağırsaktan ince bağırsağa, çürükçül mikroorganizmaların ulaşmalarını önler.
- Kalın Bağırsak
Sindirim artıklarının depolanıp zaman zaman dışarı atılmasını sağlayan bölümüdür. İhtiyaç halinde su ve minerallerin emilmesi sağlanır.
- Anüs
Sindirim borusunun son kısmı olup sindirilemeyen artıkların dışarıya atılmasını sağlar.
- Sindirime Yardımcı Organlar
a) Karaciğer : Ürettiği safra tuzları, ve sıvısı oniki parmak bağırsağına geçerek yağların sindirimini kolaylaştırır.
Kan şekerini ayarlamaya yardımcı olur. Glikoz ve vitamin depo eder. Zehirli maddeleri etkisiz hale getirir.
b) Pankreas : Hem iç hem de dış salgı yapan bir organdır. Protein, yağ ve karbonhidratların sindirimi için enzim salgılar. Salgılarını özel bir kanal ile onikiparmak bağırsağına döker.
İnsülin ve glukagon hormonu salgılar. Bu hormonlar yardımıyla kan şekerinin dengesini ayarlar ve kan şekerinin seviyesini sabit tutar.
|